.....................YAZILARIM.......................
GÖLE'NİN SİNEMA DEMLERİ.Göle gibi ülkenin merkezinden binlerce kilometre uzak taşra kasabalarına teknolojik bir yeniliğin gelmesi aylarca oranın gündemini oluşturur. Çocuğu yaşlısı demeden bütün kasaba halkı aylarca bununla yatar kalkar. Bu yenilikler iletişim - haberleşme araçları ile ilgili ise bu gündem başka bir yeniliğin gelmesine kadar devam eder. Benliğimizi şöyle bir yokladığımızda radyo, sinema, televizyon ve telefon ile tanışmanın, hepimizin hafızasında bir anısına rastlarız.. Yıllar sonra biri tarafından bu anıların amatörce yazıya aktarılması ya da Yılmaz Erdoğan da olduğu profesyonelce beyaz perdeye aktarılması ister istemez bizi o günlere götürür. Çocukluğumuzun yada gençliğimizin o sıcak anılarına dalıp gitmekten ve o günleri yad etmekten kendimizi alamayız Devamı için tıklayın ................................................................. Göle'nin KilimleriPoladik'ten bir kilim parçası (fot: Yunus AKIL) GÖLE KİLİMLERİ “Sevdiğine sözü olan bir kilim dokur.” Hakkâri de askerlik yaparken bu yörede dokunan kilimler dikkatimi çekmişti. Bu yüzden askerliğim süresi boyunca çarşı izinlerimde Hakkâri’de ki kilimci dükkânlarını mesken edinmiştim. Her kilim satan dükkanlara gidişimde kilimlerin öykülerini, yapım tekniklerini, motiflerin kaynağını öğrenmeye koyulmuş, 7 aylık süre içinde kilim konusunda topladığım bilgiler beni kendi çapımda amatör bir kilim araştırmacısı yapmıştı. Renkler, motifler, ipler, düğümler kısaca kilimler hakkında her türlü bilgiye sahip olmuştum Devamı için tıklayın ................................................................. Göle'nin SaraçlarıSaraçlık en eski mesleklerden birdir. İnsanoğlunun binek hayvanlarını evcilleştirmesine dayanır. Özellikle atın bir ulaşım ve tarım aracı olarak kullanılması beraberinde saraçlık mesleğini geliştirmiştir.
Devamı için tıklayın Yaşlı İstasyon HamalıDemiryolcu değildi ama eksik etmedi hiç başında apoletsiz demiryolcu şapkasını birinci, ikinci, üçüncü mevki yolcusu diye de ayırt etmeden aynı tarifeyle taşıdı bütün yolcuların bavullarını. bazen sırtı, bazen elleri, bazen el arabasıyla, trenden taksilere taksilerden trene… yolcular tanıdı yıllar boyu, bazen trenden inen, bazen trene binen. Bu hiç değişmedi seneler boyu. Yolcular geldi, yolcular gitti. birinin yolculuğun bittiği yerde birinin yolculuğu başladı. Devamı için tıklayın Kültür Mozaiğinden Kültür Mezarlığına Kars ve MalakanlarKars bir zamanlar doğunun en güzel kentiydi. Kars’ı güzel yapan Kars’ın
çok kültürlü yapısıydı. Kültürler mozaiği oluşuydu. Kars yakalamış olduğu
uygarlık düzeyini bu yapısına borçluydu. Çok kültürlülük Kars’ı diğer yerleşim
birimler ayırmış, doğunun incisi yapmıştı. Kars’ın çok kültürlü yapısı ne zaman
söndürülmeye başladıysa Kars’ın uygarlığı da beraberinde söndü. O uygarlıktan
geriye acılar ve silinmeye yüz izler kaldı. Devamı için tıklayın
................................................................. GÖLE'NİN TEKEL BİNASI
Birkaç yıl
önce Göle’ye gittiğimde Göle sinemasının içler halini görmüş ve bunun üzerine
“Göle’nin Sinema Demleri” başlığı
altında sinemanın hüzünlü öyküsünü bir
yazı ile dile getirmiştim. O yazı “Yeşil
Göle Dergisi” ve birçok web sitesinde yayınlandı. Oldukça ilgi gördü. Bunun
üzerine Sinema elden geçirildi. Bir zamanlar bizlere en güzel görüntüleri sunan
sinemamız Göle için görüntü kirliliği oluşturmaktan kuruldu. Aradan İki yıl
sonra Göle’ye gittiğimde Sinemanın harebe olmaktan kurtulmuş halini görünce iyi
bir şeye vesile olmanın sevincini içimde hissetmedim desem yalan olur. Ama bu
sevincim çok kısa sürdü. Sinemanın
önünden çarşının ortasına gelip sola dönüp Ardahan caddesine doğru
ilerlediğimde karşımda Eski Tekel binasının görüntüsüyle karşılaştığımda kırık
çamlarının acısını yüreğimde hissetim…
Devamı için tıklayın , . . |
ELOY LOY LOY LOY...
Senemoğlu köyünün sırtlarında daha güneş doğmadan alaca karanlıkta yola çıkar, Güneşle yarışırcasına sabahın erken saatlerinde Göle'de olurdu. Yaz kış demeden bu beş on kilometre yolu yürüyerek Göle'ye gelir akşam oldu mu aynı yoldan geri dönerdi. Kar imiş, tipi imiş onun için pek fark etmezdi. Sırtına paltosunu, eline değneğini, başına tiftik külahını ve boynuna da bacısının örmüş olduğu yün atkıyı attı mı, artık Hiç bir şey onu yolundan alıkoyamazdı... Devamı için tıklayın 3. köprüyü istemiyoruz!
Üçüncü Boğaz köprüsü yapılırsa böyle görünecek belki ama Sarıyer böyle görünmeyecek, resimdeki yeşil alanları binalarla doldurun, işte öyle... Devamı için tıklayın ................................................................. BASIN AÇIKLMALARIMHızlı tren hakkında ilginç iddia MURAT VAROL/İSTANBUL, (DHA)17 Nisan 2009 Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Yunus AKIL, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman'ın hat üzerindeki 2 milimetre sapmaların vahim bir durum oluşturmayacağı yönündeki açıklamalarına tepki gösterdi. Devamı için tıklayın ................................................................. Çomat
Ramazan aylarının sesiz gecelerinde onun davula gümbür
gümbür vurmasıyla uyanırdı mahalle. Bir rüzgar gibi geçerdi sokaklardan...
Ardından ışığı yanmayan evlere bakar ışık yanıncaya kadar davuluna vururdu Işık
yandıktan sonra tekrar karanlığa karışarak yoluna devam ederdi. Neredeyse
Ramazan ayıyla ve sahurla özdeşleşmişti.
Devamı için tıklayın Her Karslı Biraz KoministirHER KARSLI BİRAZ KÖMİNİSTTİR
Geçen gün Dr.Nihat KAYA’nın 12 Eylül’ü kendi yaşam deneyimiyle ele aldığı çok güzel bir yazısı elime geçti. Keyifle okudum. Daha önce de 1993 yılında Selçuk Şirin 12 Eylül üzerine bir yazı yazmıştı. Selçuk’ta bir çocuk gözüyle yaşadıklarını kaleme almıştı. Bu konuda Göle’de yazılan ilkyazı olması acısında çok önemli bir anlatıydı Selçuk Şirinin yazısı. Üstelik kimse 12 Eylül kimesini ağzına almaya cesaret etmediği bir dönemdi o sıralar. Nihayet 12 Eylül’ün üzerinde tam çeyrek asır geçti. Çeyrek asırlık bilinç tutulması açıldı. Çağan Irmak “Babam ve Oğlum”la , Yılmaz Erdoğan Vizyon Tele ile bizleri o günlere... Devamı için tıklayın HASAN KEYF’TE BİR SAAT
Hasan Keyf’i sadece resimlerde ya da televizyon ekranlarında görenler onun ne ifade ettiğini bilemezler, kavrayamazlar. Hasan keyfi yaşamak gerek, görmek gerek, yaşatmak gerek…
Hasan Keyf’i görmeden önce onun insanlık için ne ifade ettiğini, bizim için ne ifade ettiğini ancak gazete yazılarıyla yüzeysel olarak biliyorduk. Bütün dünya, insanlığın ortak kültürel mirası için bir şeyler yaparken bizlerse seyirci kalıyorduk.. Devamı için tıklayın ................................................................. Demirağlar ağlarsaDEMİRAĞLAR AĞLARSA
Sendika Genel Başkanı olduğum günden beri, zamansız ve ısrarla çalan her telefon içimi ürpertir. Her telefon çalışında "inşallah bir kaza olmamıştır" umuduyla elim cep telefonunu uzanır. Ama umutlarım çoğu zaman kursağımda kalır. Umut yerini gerçeğin acı yüzüne ve çaresizliğine bırakır. Kaza haberinden hemen sonra bir başka umut yeşerir. Bu seferki umut “inşallah ölü yada yaralı yoktur” umudunu içimde canlı tutmaya çalışırım. Bu sefer ben telefona sarılırım. Kazayla ilgili ayrıntıları öğrenmek için, içimdeki umudu beslemek kaygılara son vermek için. Zaman ilerledikçe gerçeklerde yavaş yavaş gün yüzüne çıkar. Olayların yüzü değişir. Maskesi düşer. Aslında hepsinin birer cinayet olduğunu izleri gün yüzüne çıkar. Raylarda kaza izi vardır artık. İsmi ne olursa olsun kaza yada cinayet fark etmez raylar ıslanmıştır artık. Demirağlara kan ve gözyaşı bulaşmıştır. Kimsenin akan kanı geri getirmeye gücü yoktur. Devamı için tıklayın ................................................................. |
Haydarpaşa’dan Boğaz’a bakarken...
Sayın Mehmet Altan, 18 Ekim 2011 tarihli Haydarpaşa’dan dünya nasıl gözükür? Başlıklı yazınızı TCDD Genel Müdürlüğünün, Genel Müdür adına düzdüğünüz methiyelerin iade-i methiyesi olarak cep telefonlarımıza üst üste gönderilen 2 mesajla öğrenme durumunda kaldık. Ayrıca yazınızın okunması ve size teşekkür edilmesi konusunda da TCDD Genel Müdür danışmanı Adnan Ekinci bilgisi dahilinde şifai bir emir personele verilmiş bulunmakta. Bende bu işleyiş gereği Demiryollarına göstermiş olduğunuz ilgiye yine de teşekkür ediyor mesajları aynen aktarıyorum: Devamı için tıklayın ................................................................ Tekerleğin icadı ve uygarlığa katkısı
Tekerlek denince ilk aklımıza ulaşım araçlarında kullanılan tekerler akla gelmektedir. Oysa günümüzde tekerlek ve tekerlekten esinlenen sistemler neredeyse hayatın her alanında kullanılmaktadır. İnsanlığın bu gün yakalamış olduğu bu uygarlık düzeyine onu taşıyan en önemli icatlardan biri tekerlek dersek de abartı olmaz. Devamı için tıklayın Başbakana yanıtBaşbakana Yanıt
13 Mart 2009 Günü Hızlı Trenin sefere konulması sırasında Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a basın mensuplarının "bazı sendikaların hızlı trenle ilgili güvenlik endişelerinin sorulması" üzerine, Başbakan'ın Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS)' ima ederek söylediği sözlere BTS Genel Başkanı olarak 18.03.2009 tarihinde yazılı bir basın açıklaması yaparak Başbakan'a verdiğimiz yanıt Basına ve kamuoyuna Sayın Başbakanımızın sendikamıza Yönelik Açıklamaları ve Hızlı Trenle ilgili Taleplerimiz Sayın Başbakan'ın 13 Mart 2009 Günü Hızlı Tren sefere konulması sırasında basın mensuplarının "bazı sendikaların hızlı trenle ilgili güvenlik endişelerinin sorulması" üzerine ise Sendikamızı hedef alarak söylediği sözler üyelerimizce üzüntüyle karşılanmıştır. Bu nedenle Sendikamızca Sayın Başbakan'ımıza bazı hususları hatırlatmak ve bunları kamuoyu ile paylaşmak gereksinimi duyulmuştur. Devamı için tıklayın AYAŞ'TAN HIZLI TRENE
|