YÜKSEK HIZLI SEÇİM TRENLERİ
Ulaşım yatırımları büyük mali kaynaklar
gerektiren ve o ülkedeki halkın tümünün geleceğini ve yaşam hakkını
ilgilendiren yatırımlardır. Bu nedenle gerek düşünsel olarak gerekse de
planlama aşamasında titiz bir hazırlık gerektirir. Ancak ülkemizin yakın tarihine
bir göz attığımızda düşünsel alt yapıdan yoksun yatırımların adeta bir mezarlık
oluşturduğu gerçeği ile karşılaşırız. Karadeniz otoyolu Projesi, Ayaş tüneli,
Zonguldak hava alanı ve en göze çarpan olarak da her seçim dönemi öncesi yenilenmeye
başlanan kaldırımlar… Bu listeyi yerellerden alınan örneklerle ciltlerce kitaba
sığacak şekilde uzatmak mümkün. Geçmişten ders alınmadığı gibi ne yazık aynı
alışkanlıklar neo-liberal politikaları en gaddarca uygulayan AKP döneminde de artarak
devam etti. “Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi” bunun en somut örneğidir. Bu
projenin başlangıcı, ilerletilmesi ve sonuçlan(ama)masına baktığımızda kervan
yolda dizilir misali ne kadar bilimsellikten uzak olduğuna ve insan yaşamının
yok sayarak seçimleri etkilemek için bir algı aracına dönüştüğüne ibretle tanık
olduk.
1975 yılında başlayan Ankara-İstanbul arasını 576 km.’den 416 km.’ye düşüren kamuoyunda “Ayaş Tüneli” diye bilinen “Sürat demiryolu projesi” Kasım 2002 seçimleri ile iktidara gelen AKP hükümeti tarafından bir kenara bırakıldı. Bunun yerine 15 Aralık 2003’te mevcut Ankara-İstanbul hattın iyileştirme çalışmalarına başlandı. Ekspres tren hızları artırıldı. 4 Haziran 2004 tarihinde “Hızlandırılmış Tren” adı altında bu trenler Başbakanın Ankara Garda katıldığı tören ile Ankara-İstanbul arasında karşılıklı olarak sefere konuldu. Bu “Hızlandırılmış Tren” bilim insanlarının ve demiryollarında örgütlü Sendikalarına uyarılarına rağmen sefer konulduktan 40 gün sonra 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova raydan çıktı. Ardından 41 ölü olmak üzere 150 yaralı bıraktı. Hızlı Tren algısı yaratılarak sefere konulan bu trenler kazadan sonra seferden kaldırıldı.
Bu Hızlandırılmış tren sefere konulmadan yaklaşık 1 yıl önce 8 Haziran 2003 tarihinde yine Ankara Garda Başbakanın katılımıyla “Ankara-İstanbul Rehabilitasyon Projesi” “ hızlı tren” projesine dönüştürülerek hattın temel atma töreni yapıldı. Bu törende “5 Aralık 2005” tarihinde Ankara-İstanbul arasında Hızlı trenlerin karşılıklı çalışacağının ve seyahat süresinin 3 saat 10 dakikaya ineceğinin kamuoyuna başbakan tarafından açıklandı. Zamanında tamamlanamayan bu hattın sadece Ankara-Eskişehir bölümü bile tamamlanmadan 29 Mart 2009 yerel seçimleri öncesi 13 mart 2009 tarihinde işletmeye açıldı. İşletmeye açılışının ardından 13 kasımda2009 tarihinde hızlı Tren Eskişehir Girişinde bulunan Hasan Bey mevkiinde uçtu. 15 yurttaşımızın yaralanmasıyla bir facia ucuz atlatıldı
“Hızlandırılmış Facia” ve Ankara–İstanbul Hızlı Tren Projesinin zamanında tamamlanamayacağının anlaşılması üzerine, hükümetin prestij kaybını önlemek için Konya-Ankara Hızlı Projesi 2006 yılında uygulamaya konuldu. Polatlı’dan Konya’ya 212 km yol yapıldı. Konya’nın Ankara-Eskişehir hattına bağlantısı sağlandı. Böylece çöken Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesinin hükümeti yıpratması önlendi. Bütün imkânlar bu hat için seferber edilmesine rağmen bu hatta da zamanında tamamlanmadı. Tamamlanmamasına rağmen bu hattın açılışı da yine hızlandırılarak 12 haziran 2011 seçimleri öncesine getirildi. . “ticari deneme seferi!” adı altında 1 Haziranda 2011 günü sefere konularak Başbakanın 3 Haziran Konya Mitingine yetiştirildi. Kimse hani git gel Konya 2,5 saat sözünün yerine getirilmesini sorgulamadı. Trenlerin yolculuk süresi 1,5 saat olarak kaldı.
En son yüzlerce 10 Ağustosta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yüzlerce açılış günü ertelemesinden ve 10 yılı aşan bir gecikmeden sonra yine tamamlanmadığı halde Ankara_ İstanbul Hızlı Tren hattı 25 Temmuz 2014 tarihinde Yine aynı başbakan tarafından Ankara-İstanbul hattının açılışı yapıldı. Başbakanın içinde olduğu Hızlı Tren İzmit civarında arıza yaptı. Üstelik Tren Pendik Ankara arasında sefere konuldu. Afişlerde ise trenlerin girişinin olmadığı Haydarpaşa Gar kullandı. Kamuoyuna Trenlerin Haydarpaşa-Ankara Gar arasında işlediği algısı verilmeye çalışıldı. Bu arızayı ardından gelen diğer arızalar izledi… Böyle giderse de yeni arızalar izleyecek gibi… Dileriz bu arızalar yolcuların can güvenliğine tehdit etmeyen kazaya dönüşmeyen arızalar olarak kalır…
Yukarıda kısaca fazlada ayrıntıya girmeden Hızlandırılmış Trenden Yüksek Hızlı (!) Trenin öyküsünü özetlemeye çalıştım.
Bu öyküde ana başlıklar altında göze şunlar çarpıyor.
1) Mevcut hattan 160 km daha kısa bir güzergâh varken neden uzun güzergâh tercih edildi.?
2) İstanbul Ankara arasının seyahat süresinin 3 saat 10 dakika olacağı söylenmişti. Neden bu süre 3,5 saat oldu. Teknoloji mi geriledi yoksa? Üstelik trenler Haydarpaşa gitmiyor, Pendik’te kalıyor. Yani projenin 533 km kısmı değil 508 kısmında çalışıyor. Trenin hızı ise reklam edildiği üzere 250-300 değil bir ilkokul öğrencisi hesabıyla ortalama 508km /3,5 saat* =145 km/s’tir. TCDD yayınladığı “Hızlı tren hakkındaki her şey” isimli broşürde 1933’lerde trenlerin 160 km hız yaptığı belirtiliyor. Bu sonuç akla hemen Nasreddin Hoca’nın “kedi ciğer” fıkrasını akla getiriyor. Ve insan soramadan edemiyor.
“Bu trenler gerçekten Yüksek Hızlı Tren ise Hız nerede?”
“Bu trenler ortalama 145 km hız yaptığı ortada ise bu projelere harcanan paralar nerede?”
Bu projeye harcanan para ile 160 km daha kısa olan Ayaş güzergahı tercih edilmiş olsaydı saatte 120 km ortalama hız ile normal trenler bile bu hızlı tren daha kısa sürede bu mesafeyi kat ederdi. Üstelik bu hatta yük trenleri çalışırdı.
Sonuç olarak Ankara- İstanbul Hızlı tren projesi düşünsel bir alt yapıdan yoksun olduğu için ülkemiz insanın gerçek bir hızlı tren ulaşım hizmetini almasını 10 yıldan daha fazla geciktirmiştir. Bir ulaşım aracından ziyade bir seçim aracı olarak halkın değil iktidar partisinin hizmetine sokulmuştur. Bunun bedelini ise her yıl trafiğe kurban verdiğimiz on binlerce masum yurttaşımız ödemiştir. Ödemeye de devam etmektedir.
Yunus AKIL
BTS Eski Genel Başkanı
* Ankara İstanbul arası 3,5 saat olarak açıklanmıştı. Ama örerde görüleceği üzere 3,44 dakika ile 3,57 dakika arasında yolculuk süresi
Not:Bu yazı 8 Ağustos 2014 tarihinde Gelecek Gazetesinde yayınlanmıştır
1975 yılında başlayan Ankara-İstanbul arasını 576 km.’den 416 km.’ye düşüren kamuoyunda “Ayaş Tüneli” diye bilinen “Sürat demiryolu projesi” Kasım 2002 seçimleri ile iktidara gelen AKP hükümeti tarafından bir kenara bırakıldı. Bunun yerine 15 Aralık 2003’te mevcut Ankara-İstanbul hattın iyileştirme çalışmalarına başlandı. Ekspres tren hızları artırıldı. 4 Haziran 2004 tarihinde “Hızlandırılmış Tren” adı altında bu trenler Başbakanın Ankara Garda katıldığı tören ile Ankara-İstanbul arasında karşılıklı olarak sefere konuldu. Bu “Hızlandırılmış Tren” bilim insanlarının ve demiryollarında örgütlü Sendikalarına uyarılarına rağmen sefer konulduktan 40 gün sonra 22 Temmuz 2004 tarihinde Pamukova raydan çıktı. Ardından 41 ölü olmak üzere 150 yaralı bıraktı. Hızlı Tren algısı yaratılarak sefere konulan bu trenler kazadan sonra seferden kaldırıldı.
Bu Hızlandırılmış tren sefere konulmadan yaklaşık 1 yıl önce 8 Haziran 2003 tarihinde yine Ankara Garda Başbakanın katılımıyla “Ankara-İstanbul Rehabilitasyon Projesi” “ hızlı tren” projesine dönüştürülerek hattın temel atma töreni yapıldı. Bu törende “5 Aralık 2005” tarihinde Ankara-İstanbul arasında Hızlı trenlerin karşılıklı çalışacağının ve seyahat süresinin 3 saat 10 dakikaya ineceğinin kamuoyuna başbakan tarafından açıklandı. Zamanında tamamlanamayan bu hattın sadece Ankara-Eskişehir bölümü bile tamamlanmadan 29 Mart 2009 yerel seçimleri öncesi 13 mart 2009 tarihinde işletmeye açıldı. İşletmeye açılışının ardından 13 kasımda2009 tarihinde hızlı Tren Eskişehir Girişinde bulunan Hasan Bey mevkiinde uçtu. 15 yurttaşımızın yaralanmasıyla bir facia ucuz atlatıldı
“Hızlandırılmış Facia” ve Ankara–İstanbul Hızlı Tren Projesinin zamanında tamamlanamayacağının anlaşılması üzerine, hükümetin prestij kaybını önlemek için Konya-Ankara Hızlı Projesi 2006 yılında uygulamaya konuldu. Polatlı’dan Konya’ya 212 km yol yapıldı. Konya’nın Ankara-Eskişehir hattına bağlantısı sağlandı. Böylece çöken Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesinin hükümeti yıpratması önlendi. Bütün imkânlar bu hat için seferber edilmesine rağmen bu hatta da zamanında tamamlanmadı. Tamamlanmamasına rağmen bu hattın açılışı da yine hızlandırılarak 12 haziran 2011 seçimleri öncesine getirildi. . “ticari deneme seferi!” adı altında 1 Haziranda 2011 günü sefere konularak Başbakanın 3 Haziran Konya Mitingine yetiştirildi. Kimse hani git gel Konya 2,5 saat sözünün yerine getirilmesini sorgulamadı. Trenlerin yolculuk süresi 1,5 saat olarak kaldı.
En son yüzlerce 10 Ağustosta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yüzlerce açılış günü ertelemesinden ve 10 yılı aşan bir gecikmeden sonra yine tamamlanmadığı halde Ankara_ İstanbul Hızlı Tren hattı 25 Temmuz 2014 tarihinde Yine aynı başbakan tarafından Ankara-İstanbul hattının açılışı yapıldı. Başbakanın içinde olduğu Hızlı Tren İzmit civarında arıza yaptı. Üstelik Tren Pendik Ankara arasında sefere konuldu. Afişlerde ise trenlerin girişinin olmadığı Haydarpaşa Gar kullandı. Kamuoyuna Trenlerin Haydarpaşa-Ankara Gar arasında işlediği algısı verilmeye çalışıldı. Bu arızayı ardından gelen diğer arızalar izledi… Böyle giderse de yeni arızalar izleyecek gibi… Dileriz bu arızalar yolcuların can güvenliğine tehdit etmeyen kazaya dönüşmeyen arızalar olarak kalır…
Yukarıda kısaca fazlada ayrıntıya girmeden Hızlandırılmış Trenden Yüksek Hızlı (!) Trenin öyküsünü özetlemeye çalıştım.
Bu öyküde ana başlıklar altında göze şunlar çarpıyor.
1) Mevcut hattan 160 km daha kısa bir güzergâh varken neden uzun güzergâh tercih edildi.?
2) İstanbul Ankara arasının seyahat süresinin 3 saat 10 dakika olacağı söylenmişti. Neden bu süre 3,5 saat oldu. Teknoloji mi geriledi yoksa? Üstelik trenler Haydarpaşa gitmiyor, Pendik’te kalıyor. Yani projenin 533 km kısmı değil 508 kısmında çalışıyor. Trenin hızı ise reklam edildiği üzere 250-300 değil bir ilkokul öğrencisi hesabıyla ortalama 508km /3,5 saat* =145 km/s’tir. TCDD yayınladığı “Hızlı tren hakkındaki her şey” isimli broşürde 1933’lerde trenlerin 160 km hız yaptığı belirtiliyor. Bu sonuç akla hemen Nasreddin Hoca’nın “kedi ciğer” fıkrasını akla getiriyor. Ve insan soramadan edemiyor.
“Bu trenler gerçekten Yüksek Hızlı Tren ise Hız nerede?”
“Bu trenler ortalama 145 km hız yaptığı ortada ise bu projelere harcanan paralar nerede?”
Bu projeye harcanan para ile 160 km daha kısa olan Ayaş güzergahı tercih edilmiş olsaydı saatte 120 km ortalama hız ile normal trenler bile bu hızlı tren daha kısa sürede bu mesafeyi kat ederdi. Üstelik bu hatta yük trenleri çalışırdı.
Sonuç olarak Ankara- İstanbul Hızlı tren projesi düşünsel bir alt yapıdan yoksun olduğu için ülkemiz insanın gerçek bir hızlı tren ulaşım hizmetini almasını 10 yıldan daha fazla geciktirmiştir. Bir ulaşım aracından ziyade bir seçim aracı olarak halkın değil iktidar partisinin hizmetine sokulmuştur. Bunun bedelini ise her yıl trafiğe kurban verdiğimiz on binlerce masum yurttaşımız ödemiştir. Ödemeye de devam etmektedir.
Yunus AKIL
BTS Eski Genel Başkanı
* Ankara İstanbul arası 3,5 saat olarak açıklanmıştı. Ama örerde görüleceği üzere 3,44 dakika ile 3,57 dakika arasında yolculuk süresi
Not:Bu yazı 8 Ağustos 2014 tarihinde Gelecek Gazetesinde yayınlanmıştır